Farz veya nafile hac niyeti ile ihrama giren kimse, Kurban bayramının 1. günü fecrin doğuşuna kadar Arafat’a ulaşıp vakfesini yapamazsa haccı kaçırmış olur. Bununla beraber tavaf ve sa’y yapması gerekir. Bunları yapmakla ihramdan çıkmış olur. Sonraki yıllarda bu haccını kaza etmesi gerekir. Haccı kaçırmaktan dolayı üzerine herhangi bir ceza gerekmez. Haccı kaçıran kimse, Kıran haccına niyetli ise, umre için bir tavaf ve sa’y yapmanın yanında, bir de kaçırdığı hacdan dolayı tavaf ve sa’y yapması gerekir. Sonra başını tıraş ederek ihramdan çıkar. Kıran haccından dolayı kesmesi gereken kurban da hükümsüz kalır.
İhrama girdikten sonra, hastalık, hapis, düşman korkusu gibi sebeplerle ihramın gerektirdiği hac vazifelerini yerine getirmekten alıkonulmaya ihsar adı verilir. Böyle bir duruma düşen kimseye de muhsar denir.Bir kimsenin vasıtası kazaya uğrar da kendisi yürüyemeyecek duruma düşerse, yahut ihrama giren bir kadının beraberinde bulunan kocası veya mahremi ölürse bunlar muhsar sayılır. İhsar hac için olduğu gibi, umre için de olur. Aralarında bir hüküm değişikliği yoktur. Muhsar duruma düşen kimse, Harem hudutları dahilinde bir kurbanlık alarak keser veya kestirir. Bu kurban kesilmeden muhsar ihramdan çıkamaz. Kurban kesilmeden evvel ihramda sayılacağı için hacılara yasak olan şeyler, aynen ona da yasaktır. Bu yasaklara riayet edilmezse ayrıca ceza gerektirir. Kurban keserek ihramdan çıkan muhsar, eğer sadece hacca niyetli ise, gelecek yıl bir hac ve umre yapması üzerine vâcip olur. Eğer yalnız umreye niyetli ise, bunun yerine sadece bir umre yapması gerekir. Eğer Kıran haccına niyetli idiyse, iki kurban kestikten sonra ihramdan çıkar ve üzerine bir hac, iki umre yapması vâcip olur.
İster umre ister hac için olsun saçları tıraş etmenin veya kısaltmanın yeri Harem bölgesidir. Bu bölgenin dışında yapılacak tıraş geçerli olsa da vacip terk edilmiş olacağından ceza kurbanı kesilmesi gerekir.
Saçların kesilme zamanı bayramın ilk günü fecr-i sadıkla kurbanın kesilmesinden sonra başlar, bayramın üçüncü günü güneş batımına kadar devam eder. Bu süre içinde saçları kesmek vacip olduğu için geciktiren kimsenin ceza kurbanı kesmesi gerekir. Umrede saçları tıraş etme vakti sa’y vazifesini eda ettikten sonradır.
Onlar, sanki tıraş oluyormuş gibi usturayı kafalarında gezdirmekle bu görevi yerine getirirler.
İhramdan çıkmak üzere tıraş olacak kimseler, saçlarını kendileri tıraş edebilecekleri gibi, başkaları tarafından da tıraş edilebilirler.
Kadınlar saçlarının en az dörtte birinin ucundan biraz kesmekle bu vacibi yerine getirmiş olurlar. Onların saçlarını dipten tıraş etmeleri mekruhtur.
Saçlar makine veya ustura ile dibinden kesilebileceği gibi kısaltılarak da bu vazife yapılır. Saçların tıraş edilmesinde gerekli miktar, başın en az dörtte biri kadardır ki, bu miktar abdestte mesh edilmesi farz olan miktarla aynıdır. Erkeklerin saçlarını dipten kestirmeleri, kısaltmalarından daha faziletlidir. Saçların kısaltılması halinde kesilen miktar, parmak ucu uzunluğundan daha az olmamalıdır.
Kadınlar ihramdan çıkmak için tıraş olmazlar, saçlarının uçlarından biraz kısaltırlar.
İhramdan çıkmak için erkekler saçlarını ya ustura ile tıraş ettirirler veya en az parmak uçları kadar 1,5-2 santim kısalttırırlar. Tıraş başın dörtte bir kısmına denk gelmelidir. Başı tıraş ettirmek, saçları kısalttırmaktan efdaldir.
İhramlı iken, dikişli kemer bağlanabilir, yüzük, saat takılabilir. İhtiyaç duyulursa şemsiye kullanılabilir. Aynı şekilde cüzdan veya para, pasaport, anahtar gibi kıymetli eşyalarını taşımak için boyun veya omuza asılan küçük el çantaları veya su kabı taşınabilir. Bu eşyaların dikişli olup olmamasında bir fark yoktur. Önü ve arkası açık terlik giyilebilir.
Yukarıda sayılanların dışındaki şeyler ihramlı için genellikle mahzursuz olduğu gibi ihramlıya mübah olan başka hususlar da vardır.1. İhramlının yıkanması, kokusuz sabun kullanması, ihramını yıkaması, dişlerini misvaklaması, diş çektirmesi, kan aldırması, saat, bilezik, yüzük, kemer gibi eşyalar taşıması, omzuna çanta asması, soğuktan korunmak için omuzlarına ceket, palto, battaniye gibi şeyler atması, şemsiye kullanması, gölgelik yerlerde oturması, av hayvanı sayılmayan ve insanlara zararlı olan yılan, akrep, fare, sinek gibi hayvan ve haşerelerle saldırgan kurt ve kaplan gibi hayvanların öldürülmesi mübahtır. Başında veya üzerindeki bit, pire gibi parazitleri öldürmesi caiz değildir, bunları vücuttan öldürmeden uzaklaştırmak gerekir. 2. Kıl koparmadan vücudun herhangi bir yerini veya başını kaşımakta bir beis yoktur. Ancak istemeyerek de olsa vücuttan kopan kılın cezasını vermek gerekir. Bu da miktarı tayin edilmemiş sadakadır. 3. Ayağa, topukları ve üzeri açık terlik ve benzeri şeyleri giymek de câizdir.
İhramlı kimseye bazı hususlar haram, bazı hususlar da mekruhtur. Bu hususları gruplar halinde şöyle ifade edebiliriz:
A. Vücutla ilgili yasaklar
- Saç veya sakal tıraşı olmak, bıyıkları kesmek veya kısaltmak.
- Vücudun herhangi bir yerindeki kılları yolmak, tıraş etmek veya koparmak.
- Tırnakları kesmek.
- Süslenme maksadıyla saç, sakal ve bıyıkları yağlamak, boyamak, saçlara jöle benzeri şeyler sürmek. Kadınların oje veya ruj kullanmaları.
- Vücuda veya ihram örtüsüne güzel koku sürmek.
- Kokulu sabun kullanmak.
B. Giyim ile ilgili yasaklar
- Dikişli elbise giymek.
- İhramın altına iç çamaşırı türü şeyler giymek.
- Başı ve yüzü örtmek, takke ve benzeri şeyler giymek, başa sarık sarmak.
- Eldiven veya çorap giymek 5) Topukları kapatan bir ayakkabı giymek
C. Cinsel konularla ilgili yasaklar
- Ailesi yanında olanların hanımlarıyla cinsî münasebette bulunmaları veya cinsî yaklaşmaya sebep olabilecek öpme, şehvetle tutuşma gibi fiil ve hareketlerde bulunmak.
- Şehevi duyguları tahrik edecek sözler söylemek.
D. Avlanma yasağı İhramlı kimsenin gerek harem bölgesinde gerekse dışında eti yenen veya yenmeyen her türlü kara avına bilfiil veya yer gösterme gibi dolaylı olarak katılması, av hayvanlarına zarar vermesi yasaktır. Evcil hayvanların kesilip yenmesi ve deniz hayvanlarının avlanması yasak değildir.
E. Allah’a isyan ifade eden kötü sözler ve insanlara karşı kötü davranışlar
F. Harem bölgesinin bitkilerinin kesilmesi veya koparılması ihramlı-ihramsız herkese yasaktır.
Kadınlar el ve yüzleri açık olarak günlük kıyafetleriyle ihram vaziyeti alırlar.
İhrama girileceği zaman gusledilir, gusletmek imkânı yoksa abdest alınır. İhrama girerken yapılacak gusül sünnet-i müekkededir. Bu gusül, hadesten taharet için değil, maddî temizlik içindir. Bu bakımdan hayız ve nifas hâlindeki kadınlar bile gusledebilirler. Tam bir temizlik için, ayrıca tırnaklar kesilir, bıyıklar kısaltılır, koltuk altları ve kasıklar tıraş edilir. Bu temizlikleri yolda ihrama girerken yapmak imkânı olmayacaksa, evde yola çıkmadan evvel yapmak lâzımdır. Bundan sonra ayakkabılar ve dikişli elbiseler çıkarılır. Îzar ve ridâ adı verilen iki parçadan ibaret bir örtü ile vücut örtülür. Göbekten diz kapakları altına kadar sarılarak giyilen parçaya izar ve belden yukarı omuzlar üzerine alınana da rida denir. Bu örtülerin beyaz ve yeni olması güzeldir. Yeni olmasa bile temiz olması şarttır. Sonra güzel bir koku sürülebilir. Ancak kokunun ihrama girdikten sonra vücutta veya elbisede renk ve izi kalmamalıdır. Kokusu kalabilir. İhram adı verilen elbiseyi giydikten sonra iki rekat namaz kılınır. Vakit kerahet vakti ise namaz kılınmaz. Kılınan bu namaz, sünnettir. Birinci rekatında Fâtiha’dan sonra Kâfirûn sûresi, ikinci rekatta da Fâtiha’dan sonra İhlâs sûresi okur. İhram namazının sonunda niyet edilip Allah’tan hac için yardım ve kolaylık istenir.Yapılan hacca göre niyet de değişir. Sadece hac yapacak olanlar (hacc-ı ifrad) sadece hac niyeti yaparlar. Temettû haccı yapacaklar, umreye niyet ederler. Kıran haccı yapacak olanlar ise hem umreye hem de hacca niyet ederler. Niyet ve duadan sonra hacının Allah’ın emrine âmâde olduğunu ifade eden “ telbiye” getirilir. Yolculuk esnasında telbiye, tehlil, tesbih, tekbir ve Efendimiz’e salavatlar getirilir. Erkekler telbiyeyi yüksek sesle, kadınlar ise kısık sesle söylerler.
Mîkat, ihrama girme yeri ve zamanı mânâsına gelir. İhramsız geçilmesi câiz olmayan 5 mîkat şunlardır:
- Zü’l-Huleyfe: Mekke’ye Medine istikametinden gelenlerin mîkatıdır. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) Veda Haccı’nda ihrama buradan girmiştir. Mekke’ye 450 km. ile en uzak mîkattır; Medine’ye uzaklığı ise 11 km.dir.
- Zâtü Irk: Irak yönünden gelenlerin mîkatıdır. Mekke’ye uzaklığı 94 km.dir.
- Cuhfe: Türkiye, Suriye, Mısır ve Avrupa üzerinden deniz yoluyla gelenlerin mîkatıdır. Mekke’ye 187 km. mesafededir.
- Karnü’l-Menâzil: Kuveyt tarafından hacca gidenlerin mîkatıdır. Mekke’ye mesafesi yaklaşık 96 km.dir.
- Yelemlem: Yemen yönünden gelenlerin mîkatıdır. Mekke ile arası 54 km.dir.
Dışarıdan gelenler için Mekke’ye en yakın mîkat budur. Hacca gidenlerin yasaklarına riayet ederek mîkata varmadan, hatta hac için yola çıkarken ihrama girmesi daha faziletlidir. Kendi mîkatını ihramsız geçen bir kimse başka bir mîkattan da ihrama girebilir. Fakat kendi mîkatında ihrama girmek daha faziletlidir.Mevcut bu 5 yoldan değil de başka yol ve istikametlerden Mekke’ye girmek isteyenler, bu 5 mîkatın herhangi birinin hizasından ihrama girebilirler. Hava ve deniz yolculuklarında da durum böyledir. Mekke’de oturanların hac için mîkatları Harem’dir. Bulundukları yerde ihrama girebilirler. Mekke’de oturanlar, umre için ihrama gireceklerinde Harem hududundan çıkıp Hill bölgesinin herhangi bir yerinde ihrama girerler. Bu da harem sınırlarının dışına çıkmak demektir. Uygulamada en yakın yer olduğu için Ten’îm bölgesine gidilmektedir.
Mîkat sınırlarını ihramlı geçmek şarttır. Ancak ihrama girilmeden bu sınırlar geçilirse ceza olarak bir kurban kesmek veya tekrar geri dönüp mîkat noktasında ihrama girmek gerekir.
Merkezde Kâbe olmak üzere bunun yaklaşık olarak 10 ve 15 km.lik mesafelerle çevrili bölgesine harem denilir ki, bu bölge özel sınırlarla bizzat Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) tarafından işaretlenmiştir. Dışarıdan gelenler için beş ayrı nokta ihram için tespit edilmiştir. Bu noktalara mîkat denir. Mîkat yerleri ile Haram sınırları arasındaki bölgeye de Hıll denir. İhrama mîkat sınırlarında girmek şart değildir. Öncesinden de girilebilir. Aslolan bu sınırları ihramsız geçmemektir.
Telbiyenin dille telaffuzu şarttır. Kalbpten geçirilmesi yeterli değildir. Telbiyeyi erkekler yüksek sesle, kadınlar ise kısık sesle söylemeleri sünnettir.
Telbiye, sözlükte emre icabet etmek, emre âmade olduğunu ifade etmek mânâsına gelir. Hac terimi olarak ise, “Lebbeyk, Allahümme lebbeyk…” diye başlayan duaları okumaktır. Telbiyenin en az bir kere getirilmesi gerekir. Ayrıca sık sık telbiye getirilmesi ibadetin ruhuna çok uygun bir durumdur. İhrama giren kimse iki rekat namaz kıldıktan sonra niyet eder ve telbiyeyi söyler. Telbiye mîkat sınırlarını geçmeden söylenir. Mîkat telbiyesiz geçilirse, geri dönüp telbiyeyle geçmek gerekir. Bu mümkün olmazsa ceza kurbanı kesilir. Telbiye şu şekildedir:
“Lebbeyk, Allahümme lebbeyk, lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk, innel hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülk, lâ şerîke lek” Telbiyenin mânâsı: “Emrine âmâdeyim Allah’ım, buyur! Emrindeyim buyur! Senin hiçbir ortağın yoktur. Emrine âmâdeyim! Şüphesiz hamd sana mahsustur. Nimet de senin, mülk de senindir. Senin hiçbir ortağın yoktur.”
Niyet, hac veya umre yapmaya karar vermek ve yapılacak ibadetin hangisi olduğunu belirlemektir. Niyette aslolan kalbten geçirmektir. Niyetin dille yapılması müstehaptır. Hac yapan kimsenin ne yaptığının şuurunda olması onun niyetidir. Bununla beraber dille şu şekilde bir niyet de yapılabilir: “Allah’ım! Senin rızan için hac yapmak istiyorum. Bunu benim için kolaylaştır ve yaptığım haccı kabul buyur.” Umre için de şöyle bir niyet yapılabilir: “Allah’ım! Senin rızan için umre yapmak istiyorum. Bunu benim için kolaylaştır ve yaptığım umreyi kabul buyur.”
- İhrama girmeden önce ihtiyaç varsa tıraş olmak, koltuk altı ve kasık kıllarını temizlemek, tırnakları kesmek.
- İhramdan önce temizlik maksadıyla yıkanmak, imkan yoksa abdest almak. Bu yıkanma daha ziyade maddi temizlik için yapılır. Dolayısıyla hayız halindeki kadınların da gusletmeleri sünnettir.
- İhram ve telbiyeden önce güzel kokular sürmek. İhrama koku sürülmez.
- İhrama girildikten sonra kerahet vakti değilse, ilk rekatında Fatiha’dan sonra, Kafirun, ikinci rekatında ise
- İhlas sûrelerinin okunduğu iki rekatlık ihram namazı kılmak.
- Niyeti dil ile sesli yapmak.
- Telbiyeyi ihram namazından sonra okumak.
- İhramlıyken sık sık telbiye okumak.
İhramın iki vâcibi vardır:
- Mîkat sınırlarını ihramlı olarak geçmek.
- İhram yasaklarına uymak.
İhramın iki farzı vardır: Niyet ve telbiye.
Sözlükte ihram, haram kılmak, kendini mahrum etmek, saygı duyulacak yer ve zamana saygı duymak, mânâlarına gelir. Istılahî olarak ihram, hac veya umre yapmaya niyet eden kimsenin normal zamanlarda mübah olan bazı fiil ve davranışları, hac ve umre süresince kendisine haram kılmasıdır. Hac ve umre süresi tıraş olup ihramdan çıkıncaya kadardır.